7327 Sayılı Kanun İle İcra ve İflas Kanunu’nun Konkordato İle İlgili Maddelerinde Yapılan Önemli Değişiklikler
19 Haziran 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı kanunla İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmıştır. Özellikle konkordato sürecine ilişkin düzenlemeler içeren bu Kanun ile İcra ve İflas Kanunu’nda (“İİK“) önemli değişiklikler yapılmıştır.
Bu değişiklikler ile konkordato sürecine dair bazı belirsiz uygulamalara netlik kazandırılmıştır. Bu suretle hem alacaklıların, hem de konkordato borçlusunun menfaatlerinin korunması yoluna gidilmiştir.
Kanun ile İİK’da yapılacak en önemli değişiklikler şu şekilde sıralanabilir:
- Ticari ve ekonomik bütünlük arz eden ya da bir bütün hâlinde satıldığı takdirde daha yüksek gelir elde edileceği anlaşılan mal ve hakları bünyesinde bulunduran işletmeler bir bütün olarak satılacak.
İİK’nın “Malların Paraya Çevrilmesi Usulü” başlıklı 241. maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan değişiklik ile madde kapsamına giren hallerde, işletmelerin bir bütün olarak satılacağı ve satış işlemine taşınmazın paraya çevrilmesine ilişkin hükümlerin uygulanacağı düzenlenmiştir. Buna ek olarak, bir bütün halinde satışın gerçekleşmeyeceği hallerde ise hak ve malların ayrı ayrı satılması öngörülmüştür.
- Rehinli malın konkordato projesi uyarınca işletme tarafından kullanılması öngörülmüyorsa, kıymeti düşecekse veya muhafazası masraflı olacaksa satışına izin verilebilecek.
İİK’nın “Kesin Mühletin Rehinli Alacaklılar Bakımından Sonuçları” başlıklı 295. maddesine yapılan ekleme ile, konkordato kapsamındaki geçici mühlet ve kesin mühlet süreleri içerisinde, rehinli mal hakkında takip başlatılacağı ancak satış yapılamayacağına dair kurala bazı istisnalar getirilmiştir. Maddenin yeni hali uyarınca, rehinli mal konkordato projesine göre işletme tarafından kullanılmayacak, kıymeti düşecek veya muhafazası masraflı olacaksa geçici mühlet ve kesin mühlet süreleri içerisinde de bunların satışı mümkün olabilecektir. Satış sonucunda satış gelirinden rehinli alacaklıya rehin bedeli kadar ödeme yapılacaktır.
- Geçici ve kesin mühlet süreçlerinde, tarafların sözleşmeleri ifa etmeye devam edeceği açıkça düzenlendi.
İİK’nın “Kesin Mühletin Sözleşmeler Bakımından Sonuçları” başlıklı 296. maddesinde yapılan değişiklik ile geçici ve kesin mühlet süresince devam eden sözleşmeler nedeniyle borçlanılan edimlerin taraflarca karşılıklı olarak ifa edileceği düzenleme altına alındı. Değişen hüküm uyarınca, borçlunun taraf olduğu ve işletmesinin faaliyetinin devamı için önem arz eden sözleşmelerin devam edeceği esası benimsenmiştir. Ayrıca maddenin eski halinden farklı olarak, borçlunun konkordato komiserinin uygun görüşü ve mahkemenin izniyle feshedebileceği sözleşmelerin “aşırı külfetli” olması aranmış ve feshedilebilecek sözleşmelerin kapsamı daraltılmıştır.
- Borçlunun, geçici mühlet kararından itibaren mahkemenin izni dışında yapamayacağı işlemlere işletmenin devamı için önem arz eden taşınırını devredemeyeceği de eklenmiştir.
İİK’nın “Kesin Mühletin Borçlu Bakımından Sonuçları” başlıklı 297. maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklik ile borçlunun mahkemenin izni dışında geçici mühlet kararından itibaren işletmenin devamı için önem arz eden taşınırını devredemeyeceği ve takyit edemeyeceği düzenleme altına alınmıştır. Değişiklik öncesinde söz konusu sınırlama yalnızca taşınmazlar ve işletmenin devamlı tesisatı için uygulanmaktaydı. Buna ek olarak, madde metnindeki değişiklik ile; mahkemenin maddede sayılan işlemler hakkında karar verebilmesi için alacaklılar kurulunun görüşünü değil, onayını almak zorunda olduğu düzenlenmiş olup, işlemlerin yapılması yalnızca mahkemenin takdir yetkisine bağlı olmaktan çıkmıştır.
- Geçici mühlet kararından sonra komiserin izni ile akdedilmiş borçlar, temerrüt şartlarının oluşması halinde konkordato sürecinde dahi icra takibine konu edilebilecek ve bu borçlar, öncelikli olarak ödenecek.
İİK’nın “Konkordatonun Hükümleri” başlıklı 308/c maddesinin dördüncü fıkrasında yapılan değişiklik ile; kredi kurumları tarafından verilen krediler dahil olmak üzere, geçici mühlet kararından sonra komiserin izniyle akdedilmiş borçlar adi konkordatoda konkordato şartlarına tabi olmayacaktır. Bu borçlar temerrüt şartlarının oluşması halinde mühlet sırasında dahi icra takibine konu edilebilecek ve rehinli alacaklardan hemen sonra, diğer alacaklardan ise önce ödenecektir. Maddede daha önce bu konu ile ilgili açık bir düzenleme bulunmadığından uygulamada farklılıklar çıkabiliyordu. Yeni yapılan düzenleme ile bu konu açık bir şekilde hüküm altına alınmış oldu.