Konkordato Sürecinde Karşılıksız Çeklerin Hukuki Durumu
7101 sayılı Kanun`un yürürlük tarihi öncesi veya sonrasında; adi (mahkeme içi) konkordato (tasdiki) yargılamasını yapacak olan mahkemeye başvuran borçlu tüzel kişilerin yetkili temsilcilerinin, henüz konkordato talebi ile mahkemeye başvurmadan keşide ettikleri veya geçici mühlet kararı öncesinde keşide ederek alacaklıya teslim ettikleri, gerek ticari defter ve kayıtlarında gerekse konkordato projesinde yer alacak olan ileri tarihli (vadeli) çeklerin, geçici mühlet kararı ile başlayıp konkordatonun tasdiki veya reddi ile sonuçlanan konkordato (tasdiki) yargılaması süreci içinde, bankaya ibrazında karşılıksız çıkması halinde, 5941 sayılı Çek Kanunu`nun 5/1. maddesi kapsamında cezai sorumluluklarının devam edip etmeyeceği çok tartışılan bir konudur.
Açılan ceza davasına bakmakla görevli ve yetkili icra ceza mahkemelerince; devam eden konkordato (tasdiki) yargılaması süreci, 5271 sayılı CMK`nin 218/1. maddesi gereği "bekletici sorun" yapılmak suretiyle, konkordato (tasdiki) yargılamasını yapan hukuk mahkemesince verilecek kararın sonucuna göre karar oluşturulmaktadır. Buna göre;
- Şayet çek hesabı sahibi tüzel kişi hakkında konkordatonun tasdikine karar verilirse;
Bu süreçte yukarıda ana hatlarıyla yazılı olan borçlunun iyiniyetinin kesinleşmesi, alacaklıların tamamıyla anlaşma hükümlerine göre alacaklarını mahkemeye bildirmiş olmaları, bu alacak kalemleri arasında ileri tarihli çekin de yer alacak olması, borçlunun konkordato projesinin alacaklıların çoğunluğu ve mahkemece kabul görmesi, konkordatonun tasdikinin mühlet öncesinde keşide edilen çekin alacaklıları dahil tüm alacaklıları bağlaması ve konkordatonun kollektif bir tasfiye şekli olması gibi ilke ve sonuçlar karşısında;
Konkordato tasdiki kararında, 5941 sayılı Çek Kanunu`nun 5. maddesinde unsurları yazılı suça konu çekin ödeme tarihi ve karşılıksız kalan bedelin, çek alacaklısını da bağlayacak şekilde yeniden belirlenecek olması, dolayısıyla açılan ceza davasında yargılanan kişilerin hukuki durumlarının kesinleşecek konkordato hükümlerine göre değerlendirilmesi gerekecektir.
Konkordatonun tasdiki kararıyla birlikte kesinleşen konkordato anlaşmasına göre hüküm ve sonuçları yeniden belirlenen suça konu çekin, ibraz tarihinden sonra suçun konusunu oluşturan zorunlu unsurlara sahip bir çek olmaktan çıkması nedeniyle, tüzel kişi yetkilisi olan sanıkların cezai sorumluluğundan söz edilemeyecektir.
- Şayet çek hesabı tüzel kişi hakkında konkordatonun herhangi bir nedenle reddine karar verilirse;
Bu sefer bekletici sorun kararının kaldırılmasıyla ceza yargılamasına devam edilerek 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu`nun 297. maddesine göre, konkordato komiseri atanmasıyla birlikte tüzel kişinin yetkili temsilcilerinin şirketi yönetim ve temsil yetkisinin kendiliğinden ortadan kalkmayacağı, bununla beraber mahkemenin hangi işlerin şirket yöneticileri tarafından, hangi işlerin komiser tarafından yapılacağına dair karar verme yetkisinin bulunduğu göz önüne alındığında;
b.1. Konkordato (tasdiki) yargılamasını yapan mahkemece, konkordatonun reddi kararına kadarki süreçte, şayet çek hesabının yönetimi, bu hesaba para aktarma, çek hesabı üzerinde tasarruf etme gibi yetkilerin şirket yönetim organından alınıp komisere verilmesi yönünde bir karar verilmişse ve bankaya ibraz edilen çek komiserin yetkili olduğu dönemde karşılıksız çıkmışsa; bu durumda şirket yetkilisi gerçek kişilerin 5941 sayılı Çek Kanunu`nun 5. maddesi gereği cezai sorumlulukları devam etmeyecektir.
b.2. Konkordato (tasdiki) yargılamasını yapan mahkemece, konkordatonun reddi kararına kadarki süreçte, şayet çek hesabının yönetimi, bu hesaba para aktarma, çek hesabı üzerinde tasarruf etme gibi yetkilerin şirket yönetim organından alınıp komisere verilmesi yönünde açık bir karar verilmemişse; bu konudaki tüm yetkiler şirket yöneticilerinde olacağından, söz konusu kişilerin bu süreçte bankaya ibraz edilen ve karşılıksız çıkan çekten dolayı 5941 sayılı Çek Kanunu`nun 5. maddesi gereği cezai sorumlulukları devam edecektir.